İnsanoğlu binlerce yıldan beri doğacak bebeklerinin cinsiyetlerini önceden belirlemek veya tahmin edebilmek için değişik yöntemlere başvuruyor. Oysa bilimsel olarak kanıtlanmış bazı durumlar dışında doğacak çocuğun kız veya erkek olacağı hakkında hiçbir kanıt yok. Çocuğun cinsiyetini belirleyebilme arzusu insanları çeşitli inançlar geliştirmeye itmiştir. Halk arasında çocuğun cinsiyetini belirlemek yaygın olarak kullanılan ancak bilimsellikten uzak inançlar bulunmaktadır.
Hamilelikte cinsiyet belirleme üzerine söylenen hurafelerden bazıları; ‘Hamile bir kadına elini göster dendiğinde avucunun içini gösterirse kızı, dışını gösterirse oğlu olur’, ‘tuzlu yerseniz oğlunuz, tatlı yerseniz kızınız olur’, ‘sarımsak yedikten sonra kokusu üzerinizde kalıyorsa oğlunuz kalmıyorsa kızınız olur’, ‘iştahlıysanız oğlunuz değilseniz kızınız olur’ ve ‘hamile kadının bacakları kalınlaşır ise oğlu, olduğu gibi kalırsa kızı olacaktır’ ‘ hamilelikte karın dik büyüyorsa erkek, aşağı doğru büyüyorsa kız olur’ gibi hurafeler halk arasında dolaşıp duruyor.
Ülkemizin de dahil olduğu bazı toplumlarda eskiden beri ve belki şimdi bile mal ve mevkinin nesilden nesile aktarılabilmesi açısından ailelerde erkek bebeğin önemi büyüktür. Çağlar boyunca erkek bebek için “yanıp tutuşma” o kadar ileri boyutlara varmıştır ki, insanlar bunu sağlamak için bazı yöntemler bile keşfetmişlerdir! Bunlardan en ilginci Eski Yunanlıların sol testisi (erkek yumurtalığı) iple bağlama sonrası ilişkide bulunulduğunda erkek çocuk sahibi olunabileceği teorileridir. Bu teori daha sonra 18. yüzyılda daha da ileri götürülmüş ve Fransız soylularına dönemin bilim adamları tarafından erkek çocuk için sol testislerini aldırmaları bile önerilmiştir…
Halk arasında yaygın olarak kullanılan hamilelikte cinsiyet belirleme yöntemlerden bir diğeri ise Çin takvimidir. Çinlilerin bundan 700 yıl önce Pekin yakınlarında bulduklarını iddia ettikleri tablo, yine iddialara göre doğacak bebeğin cinsiyetini %90 doğrulukla tahmin edebilmektedir. Takvimde anne adayının gebe kalacağı yaş gebe kalınacak ayın kesiştiği kutuda yazan cinsiyet doğacak çocuğun cinsiyetidir. Muhtemelen spermlerin mevsimsel özelliklerinden hareketle istatistikler kullanılarak oluşturulan bu tablo da bilimsellikten uzaktır.
Hamilelikte cinsiyet belirleme hurafelerinden erken dönemde bulantı ve kusması olan gebelerin daha çok kız bebek doğurduğu gerçeği artık bilimsel olarak da tespit edilen bu düşüncenin gerçeklik payı var. Fakat bunun sınırının ne olduğu, derecesinin nerede bittiği hala araştırılması gereken bir konu. Bir diğer hurafe de “hamilelik de ölçülen bebek nabzı hızlı ise bebek kız, yavaş ise erkek” şeklinde. Hamilelikte meydana gelen çeşitli vücutsal değişiklikler, cinsiyete göre değişik olabilir. Bu da kız ile erkek bebeklerin nabız hızlarının farklı olabileceğini doğrulayabilir. Ancak bu hala tam doğrulanmamış bir hipotez durumunda.
Doğanın dengesinin korunması açısından doğan kız çocuklarıyla erkek çocukları hemen hemen birbirine eşittir ve bu dengenin insan eliyle bozulması mümkün görünmemektedir. En son istatistiklere göre dünya genelinde 1050 erkeğe karşı 1000 kız bebek dünyaya gelmektedir.